16 Temmuz 2010 Cuma

Külliyen Yalan

Sabah gazetesinin haberine göre, Jennifer Lopez tipli kadınların hafızası, elma tipli ablalara göre daha zayıfmış. Duy da inanma !

Bir kere, tüm kadınların hafızası gayet güçlüdür. Kadın birşeyi hatırlamıyorsa, hatırlayamadığından değil, sadece istemediğinden dolayı hatırlamıyordur. Bu yüzden sevgili bilim adamları, kafanızı tatoşlarımıza takacağınıza daha faideli işlerle uğraşın. Üstelik, bir kadın tatoşu ne kadar büyükse, o kadar rahat oturur ve rahat düşünür. Tecrübeyle sabittir :)

Hadi anam babam, gidin 1500 açılı diş fırçası filan icat edin. Naş naş !

12 Temmuz 2010 Pazartesi

Çok Fonksiyonlu Yorumcu

Yareebbim çok şükür bir dünya kupası görevimizi daha tamamladık. Kupa sahibisi İspanya'yı kutlarız. Kendilerinden hiç hazzetmesem de hakettiler neticede. Ancak dün gece çok daha önemli iki gelişme vardı.

1) Del Bosque hareket edebiliyormuş, hatta gülümseyebiliyormuş. Ben bu amcayı ööyle put gibi algılamışım sanırım, bir an hareketli halini görünce çok şaşırdım. Maç sonunda futbolcular kendisini havaya fırlattığında ise, ortaya çıkacak görüntü, yavrumda travmaya sebep olmasın diye gözümü kapattım.

2) Bundan sonra hiç kimse Ömer Üründül'e laf edemez ! Futboldan zerre anlamıyor olabilir, yorumları "çoğğğk kritik, çoğğğk entarasan" dan öteye gitmiyor da olabilir. Ama kendisi dün gece öyle bir fonksiyonunu ortaya koydu ki, saygıyla önünde eğiliyorum. Uzatmanın 2. yarısında, Torres koşarken birden duraklayınca, "Lifi attı" diye yorum yaptı. O an anladım ki, kendisinin uzaktan MR çekebilme kabiliyeti var. Bundan sonra adı eMaR Üründül'dür. Başımızın tacıdır, bloklar arası bağlantılardan, alan daraltmadan bahsetse de, sırf bu fonksiyonu nedeniyle artık o çok özeldir.

Yazıma son verirken, Ahtapot Paul'ü tebrik eder, 12 Eylül'de yapılacak garabet referandumun sonucunu da bilmesini temenni ederim. Çoğğğk entarasan çoğgkkk !

10 Temmuz 2010 Cumartesi

Vaktiniz Var mı?

Çoktandır Türkçe müzik kanalı izlememiştim. Malum bugünlerde malaklar gibi yatıyorum, dur bi bakayım dedim. Hisli hisli Funda Arar dinlerken, arkasından birden İsmail YK çıktı. Aman yarabbim aman yarabbim, bunu kaçırmış olmama çok kızdım. Resmen şanslı günümdeydim. Üstelik kendisi, bana ilham verdi. Bu kanallarda dönecek süper bir klip yapmanın formülünü keşfettim. Yok yok bencil değilim, tüm dünyayla paylaşacağım bu formülü. Sanat halk içindir, herkesin daha fazla YK 'ya ihtiyacı var, bunu görmemek için kör olmak lazım.

Şimdi gelelim klip için gerekli olan unsurlara:

  • 1 adet İsmail YK : Klibi kışın çekecekseniz, Robocoplusu tercih edilir.
  • 15 adet, platin sarışın ama kara kaşlı kara gözlü, Anadolu pavyonlarından toplanmış, üstü bikinili, altı mini etekli ve gaz sancısı çekiyormuş gibi seksi seksi dans edebilen kız
  • Mekan: Kışın çekiyorsanız bar veya kapalı otopark, yazın çekiyorsanız plaj olması iyi olur.
  • Bol miktarda su: Kızları ıslatıp seksapellerine seksapel katmak için en az 5 m3 su gerekir. Plajda çekilecekse, su denizden sağlanabilir.
  • Süre: Şarkı sözleri için 5 dk, klip için 10 dk
  • 1 adet alafranga tuvalet: Şarkı sözlerini burada yazacağız.
  • 1 adet tombalak rapçi, bol zincirli, biraz sivilceli olacak

Şarkı sözleriyle ilgili tüyolar da vermek istiyorum. Bir kere şarkının adında mutlaka beybi olacak. Kullanılan fiiller hareketli fiiller olacak, salla, çalkala, kıvır, kudur, döktür, gaza bas vb. Mesaj kaygısı olmayacak, gayet amaca yönelik olacak. Mesela:

Yanıma gel beybi

Çalkala beybi

Önce öp beni

Sonra kıvır beybi

Hadi döktür beybi

Drive me crazy

Ohhh ohhh beybi

Sallasana beni

Durmayın gençler, sanat yapın, boş boş duracağınıza kültürlü olun, faydalı şeyler yapın. Hadi bakiim salllaaa salllaaaa beybi, bir şarkı yaz beybiiiii ! Pai pai

9 Temmuz 2010 Cuma

O Benim İşte !

Bugün Vatan'da bir haber çıktı benimle ilgili. İsmimi vermeden haber yapmış olsa bile ben açıklıyorum kardeşim, onlardan biri benim :)

4 Temmuz 2010 Pazar

Pazar Günü Şehirde Aklı Muhafaza Rehberi

Selam gençler! Geçen haftayı çok zor geçirdim, hem ben hem de bilgisayarım arıza yaptık. 3 gün ateşler içinde yandım yandım, bir yandan kuzuya bişey olmasın diye dua ediyorum, bir yandan tarihimin sıvı tüketme rekorunu kırmaya çalışıyorum, bir yandan da kendime gelmek için uğraşıyorum. Cuma günü bir ara başım tutuşacak filan sandım, kafama buz koyup dua ettim düşsün diye. Cuma gibi bir günü bir daha yaşamak istemem. Bilgisayar da düzeldi sayılır, yırttık yani.

Bugün evdeydik, bu yaz hep olacağımız gibi. Ben havuza girmesem de denize girerim hayali kurarken, doktordan şahane bir haber aldım. "Yassah hemşerim" dedi :( Bu yaz sadece yutkunarak bakacağım denize. Bebiş iyi olsun da, seneye atlarız beraber sulara. Kendisi düşe kalka sokaklarda oynayacak bir velet olacak inşallah, pamuklara sarıp saklamak gibi bir niyetim yok. Zaten gelsin bi, ben ona daha hesap soracağım, nerdesin bakiim sen senelerdir, niye özlettin kendini sıpa diyeceğim, tatoşa vurmayı da düşünmüyor değilim.

Neyse efendim, evdeydik bugün. Yazın pazar günleri bu şehirde kabus gibi geçer. Zaten aşırı sıcaktır, nemlidir, tozludur. Üstüne bir de 10.00 - 17.00 arası mevlüt, düğün, gece 20.00 - 24.00 arası da sokak düğünü eklenir. Pipiniz kesildi diye, gerdeğe girecekseniz diye benim pazarımı niye mikiyorsunuz birader??? Bugün önce evin arkasında bir mevlüt başladı, o bir saat kadar sürdü. Sonra ön tarafta bir mevlütümsü başladı, bildiğin arabesk şarkı gibi ilahimsileri bütün caddeye dinletiyor. Bu sürerken, arka mahallemizde bir de düğün başladı. Evin arkası Flash TV, ön taraf Kanal 7 gibi oldu. Eşim de bu arada Kayahan dinliyor. Ne o dedim, sen de Laik mevlüdü mü yapıyorsun? Sinirden delirdim valla, bir kakafoni bir kakafoni. Offf daha bunun akşamı var, düğünlerden düğün beğen. En kısa sürede bir pompalı edinip 3. sayfa haberi olmak gibi bir planım var.

Bu şehirde pazar günü aklı muhafaza etmenin tek yolu, pazar günü bu şehirde olmamak !

Muhabiriniz, şeriatın başkentinden bildirdi, bizde kalın emi?