27 Nisan 2011 Çarşamba

Kısa Bir Özet :)

Bloglar kapatılmadan hemen önce doğum maceramızı anlatmıştım. Doğumdan sonraki ilk hafta çok rahat geçti. Ayşe 3 saatte bir uyanıp emiyor, altı temizlenip tekrar yatıyordu. Ne yalan söyleyeyim, ne varmış bebek büyütmekte, millet amma da abartıyormuş diyordummm ki, 1 hafta sonra gece nöbetlerimiz başladı :)



Gece uyuyamamak fena birşeymiş, hele o sabaha karşı insan nasıl kötü oluyor. Ayşe'nin gece uykusuzluğu son bir haftamıza kadar devam etti. Gece sabaha kadar uyanık kalıp sabah veya öğlene doğru uyuyordu. Ben de o uyurken önce yemek vs işleri yapıp, sonra da uyuyordum. Böyle Batman gibi acaip bir hayatımız oldu :)

Ayşe düşük kilo ile doğmuştu. İlk ay kontrolünde, bize herkes tarafından şiddetle tavsiye edilen doktorumuza kontrole götürdük. 600 gr aldığı için çocuğun aç kaldığını, sütün yetmediğini ve mama verilmesi gerektiğini söyledi. Zaten çok hassas bir dönemdesin, bir de doktor üstüne böyle söyleyince o an ben kopmuşum, nasıl üzüldüm, nasıl kahroldum. Çocuğumu aç bıraktım diye vicdan azabı mı istersin, süt neden yetmiyor diye kafayı takmak mı istersin, her türlü olumsuzluk üst üste :( Neyse bize söylenen mamayı aldık ve eve geldik. Çocuk aç kaldı psikolojisi ile sürekli ağzına mama veya meme vermek istiyorum, çocuğum uyuduğu halde uyansa da yese diye sabırsızlanıyorum. Uyanınca mama verdim, içti biraz, içsin diye zorluyorum. Çocuk üstüme başıma kustu, o ağlar, ben ağlarım. Banyoya aldık kızımı, annem olmasa ne yapardım bilmiyordum, çocuğu tutup da yıkamayı beceremedim o anda. O gün sarhoş gibi gezdim, Nurturia'ya girdim, sorunu paylaştım oradakilerle ama kafam 1500. Annemler, eşim, üzülme bak karnı doyarsa daha güzel uyur, rahat edersin dediler ama hiç öyle olmadı. Mamayı sindiremeyen kızım, gaz sancısından mahvoldu, kakasını o kadar ıkınarak yapmaya başladı ki, ağlamaktan mahvolduk ikimiz de. Poposu, o güzel pembiş poposu kıpkırmızı oldu, hem de yaralar çıktı hemen. 3-4 gün böyle geçti, mamayla rahat ederiz derken çocuğumuz hasta gibi oldu.

Hemen doktora koştuk tabi, doktor hımm dedi. Mamayı sindirememiş, şu mamayı verelim dedi. Yanında da laktaz enzimi damlası. Gidip bu yeni mamadan aldık, içimiz rahatladı biraz. Ama herşey daha kötüye gitti. Çocuğum mama yemek uğruna ilaç içmek zorundaydı ve durum fena halde gücüme gidiyordu. Bu arada sütüm azalmasın diye uğraşıyorum ama zaten az olan uykumuz hepten gitti. Ayşe kırkını çıkardığında annemler evlerine döndü ve sonraki 2 gün, sadece ikimiz varken, Ayşe gün boyunca hiç susmadan saatlerce ağladı. Eyvah dedim, ben herhalde bu çocuğa bakamayacağım yalnız başıma. Meğer kuzum sancıdan ağlarmış, ne emebiliyor ne uyuyabiliyor. Gece vakti baktık olacak gibi değil, eşimle aldık kızımızı, doğru Acil Servise. Orada tecrübeli bir doktor vardı, mama verdiğimizi duyunca acı acı güldü :( Kızıma masaj yaptı, bir de fitil verdi. Kuşum 5 dk sonra rahatladı ve uyumaya başladı. Bu arada telefonla aradığımız doktorumuz, ertesi gün getirin bakalım dedi. Gece vakti bir de Ayşe'nin kaka yapmasını bekledik ki, tahlil yapılabilsin. Sabah 5 civarı yapınca, babamız apar topar hastaneye gitti tekrar. Çok şükür temiz çıktı.

Ertesi gün babamız işe, biz de hastaneye gittik. Baktım ki doktor gene hımmm şu mamayı verelim bir de diyince yeter ulannn dedim içimden. Hala bana mama broşürü vermeye çalışıyor, üzerinde kaşesi basılı tabi. Anlaşıldı dedim, senin derdin çocuğumun sağlığı değil, mama firmasından gelecek promosyon. Aldım kızımı eve geldim. Ona sadece sütümü vermeye karar verdim. Ana Çocuk Sağlığı'ndaki kontrollerde ebe herşeyi normal buluyordu ve mama vermeme karşı çıkıyordu. Bu kez onu dinlemeye karar verdim. Kızıma sadece anne sütü vermeye başladım, sadece çok mecbur kaldığım durumlarda mama veriyordum. Onu da çoğunlukla içmiyordu, bir kutu mama içilmeden hazırlanıp hazırlanıp döküldü diyebilirim. Olsun varsın, çünkü sütüm kızıma yetmeye başladı, belki de hep yetiyordu :( İlk kontrolümüze 10 gün vardı ve biz merak içindeydik. Ama kızım çok şükür, gözle görülür derecede kilo aldı ve içimiz rahatladı. Kontrolde de kızımın gayet güzel kilo aldığı, boy attığı görüldü.

Bu arada doktorumuzu da değiştirdik. Anne sütünü destekleyen, mama, ilaç yazmaya kalkışmayan iyi bir doktor bulduk. Şu an kızım sadece emiyor ve ikimiz de çok mutluyuz. Çünkü emzirmek , o anda onunla harika bir bağ kurmak anlamına geliyor ve bu müthiş birşey.

Bu süreçte eşim hep yanımda oldu, yorulduğum anlarda kızımıza o baktı, benim uyumamı sağladı. Yemek saatlerinde kızımız uyanıksa, önce benim yememi bekledi, o kızımıza baktı.

Nisan ortasında İzmir'e gittik, yolda güzelce uyudu kızım. Orada dünyaya hoşgeldin mevlüdünü yaptık. Annemle babam çok uğraştı, çok yoruldu ama güzel bir mevlüt oldu. Kızım gelinlik giydi, hoca kulağına ezan okuyup adını söyledi 3 kez. O an öyle duygulandım ki, gözlerimden yaşlar aktı.

Şimdi gideyim, kızım uyanıyor :)

23 Nisan 2011 Cumartesi

Ahaaanda Blog Açılmış

İyi ki bakmışım yahu, blogun açıldığından haberim yoktu. Heyecanlandım valla, özlemişim keratayı.

Bu arada kızım büyüdü, annesinin canına okuyan bir tombik oldu. Anlatacak çok şey birikti, ilk fırsatta inşallah.