13 Nisan 2015 Pazartesi

Kendim İçin İyi Bir Şey Yaptım

Yaptım, iyi de oldu. Yok çocuk büyüsün, yok sınav geçsin, dur şu proje tamamlansın derken, kaç zamandır ihmal ettiklerimi bu kez ertelemedim. Ne mi yaptım?

Hasta olmadan doktora gitmeyi başardım. Önce jinekoloğu ziyaret ettim. Yıllardır bana sorun çıkaran kistlerin kanser riski taşıyabileceği söylendi ve biyopsi istendi. Aynı gün mammografi çektirdim ve şükür normal çıktı. Ama biyopsi işi beni çok korkuttu, yaptırmak değil de, sonuçları beklemek ve akla gelebilecek tüm kötü senaryolar tabi. Bir hafta sonra biyopsiyi yaptırdım. Sonuçlar 10 gün sonra çıktı. Tabi benim bu dönem epey bir yusuf yusuf geçti. Çok şükür o da temiz çıktı. Yılda bir muayene ile kontrollere devam etmek üzere doktorumla anlaştık.

Beni çok rahatsız eden diğer sorunum, yani fazla kilolar için de önce Endokrin Uzmanı'na gittim. Korktuğum şey, diyabet ve insülin direnciydi. D vitamini eksikliği dışında bir sorun çıkmadı. Diyetisyene yönlendirildim. Zaten Mart ayı başından beri kendimce bir beslenme düzeni oluşturmuş ve sabah yürüyüşe başlamıştım. Ailemin genetik mirasında diyabet var ve hamilelikte de geçici bir diyabet sorunu yaşamıştım. Bu sebeple diyabete yakalanacaksam da en iyi pozisyonda yakalanayım diye tıbbi destek almak istedim.

Diyetisyenin ilk verdiği listeyi bitiremedim.6 öğün, ara öğünler ikişer porsiyon meyve, ana öğünlerde bir dünya yemek filan, zorlandım yemekte. Bazı ara öğünleri, meyve yerine bitki çayıyla geçirdim. Tabi ikinci kontrolde, diyetisyenden fırçayı yedim. Temel prensip, yasak olanları yememekle sınırlı değilmiş, yemem gerekenleri de zamanında ve miktarında yemekmiş. Bir miktar diyet listemin azaltılmasını istedim, öğünlerdeki ekmekleri birer dilim azalttık mesela. Şimdi daha dikkat ediyorum, hatta ara öğünleri unutmamak için saat de kuruyorum. Hani sizle konuşurken, arada kaybolup gelirsem, bilin ki o arada ben bir elma götürdüm :)

Diyet listesinde bol miktarda yoğurt var. Süte alerjim olduğu için tüketemiyorum. Bu sebeple yoğurt ve ayran ağırlık kazanıyor. Gece yatmadan önce bir bardak ayran var mesela. Her öğünde ayrıca bol miktarda yeşillik, domates, salatalık. Yeşillik severim zaten. Faydasının ötesinde, yeşillikleri yerken o kadar çok çiğniyorsun ki, zaten doyma hissi başlamış oluyor. Çok şey yedim gibi geliyor. Neredeyse hiç açlık hissetmeden geçiyor günüm.

Bu 1,5 aylık dönemde şunu farkettim, şekeri yemedikçe, ona olan ihtiyaç da giderek kayboluyor. Tatlı krizim hiç olmadı, birkaç kez ince dilim kek yediğim de oldu ama fazlasını aramadım. Normalde, kekin arasına kurabiye sarıp yiyecek boyutta tatlı düşkünlüğüm olduğu halde kriz yaşamadım. Şubat ayında aldığım 1 paket toz şeker halen kapalı vaziyette duruyor. Ayşe bazen kek, kurabiye istiyor, onu da malzememiz yok diye geçiştiriyorum. Okulda ikindi kahvaltısında yiyor zaten bu ürünleri, evde de yemesine gerek yok.

Yemek pişirme şeklimde de değişiklik oldu. Bir kere kullandığım yağların hepsini yarı yarıya azalttım. Yağın (pilav, makarna dışında) lezzete fazla bir katkısı yok aslında. Pilav, makarna da az pişiyor artık. Dün 1 çay bardağı bulgurdan pilav yaptım, o bile fazla geldi üçümüze. Meğer eskiden epeyce bir pilav yiyormuşum ben.

Beslenme listeme eklenenler şunlar oldu:

  • Bol miktarda maydanoz, dereotu, tere, roka, semizotu
  • Yoğurt
  • Pul biber: Acı yiyemesem de, yoğurda ya da yemeğe eklediğim az miktarda pul biberle bir nebze metabolizmayı hızlandırmaya çalışıyorum.
  • Keten tohumu: Yoğurda ya da ayrana süper bir tat katıyor. 
  • Yeşil çay: Poşet olanlarından değil, Çaykur'un kutu olarak satılanı ve Tuğba Kuruyemiş'in güllü yeşil çayı. Günde 1-2 fincan içiyorum.
  • Su: İhmal etmeden içiyorum artık.
  • Tarçın: Yoğurt ve ayranı tatlandırmada çok işe yarıyor.
  • Tadım'ın kuruyemiş barları: Bazen ara öğünde yarım paket yiyorum. (Yaklaşık 80 kcal)
  • Yulaf ezmesi: Yine yoğurtla süper oluyor. Hatta yoğurt + kepek + keten tohumu + pul biber kombosunu şiddetle öneririm.
Hayatımdan çıkanlar ya da ilişkimizi askıya aldıklarım :)
  • Fazla miktarda ekmek, beyaz ekmek
  • Makarna
  • Fazla tüketilen yağlar
  • Kek, börek tayfası
  • Her türlü hazır içecek (ayran hariç)
Keyif almak için yemek yerine, yaşamak ve doymak için yemek yemeyi öğrendim. Yemek, hayatın odak noktası olmaktan çıkınca, ilgi de azalıyor. İlk lokmayla 20. lokmanın aynı tatta olduğunu farkettim. Kocaman dilimler yerine, birkaç çatal almanın yeterli olduğunu gördüm.

8 Mart'tan bu yana, yaklaşık 3 kg verdim. Herşeyden önce, artık midemde hiçbir rahatsızlık hissi yaşamıyorum. Doğrudan bir ilgisi yoktur belki ama bu mevsimde yaşadığım alerjik nezle, bıçakla kesilir gibi bitti.Yürüyüş yapmak da çok iyi geldi. Her sabah, bazen sabah + akşam yürüyorum. Günlük aktivitemin dışında, 4-5 km yürüyüş yapmış oluyorum. Yağmurlu günlerde, sabah evde jimnastik yapıyorum 1 saat kadar. Tabi sabah uykusunu feda ettik, her gün 06.00 gibi uyanmış oluyorum. Akşamları erken yatmayı başarırsam, daha da zinde olabilirim ama şu an mümkün gözükmüyor. Zayıflamak değil, sağlıklı olabileceğim kiloya inmek gibi bir hedef koydum. Daha da çok yolum var ama şükür ki gücüm de var. 

İşte böyle, kendim için iyi bir şey yaptım ve sağlığıma öncelik verdim. Lütfen ertelediğiniz herhangi bir sağlık kontrolünüz varsa ihmal etmeden gidin. İşe güce kaptırıp da hayatınızın odak noktasını yani kendinizi unutmayın.

Hiç yorum yok: