22 Aralık 2009 Salı

Modern Zaman Külkedisi : Tiltgül :))

Masallara bir zamanlar diye başlamak adettendir efendim.

Bir zamanlar Tiltgül adında güzel bir kız varmış. Tiltgül, babasıyla birlikte TOKİ evlerinden birinde yaşıyormuş. Tiltgül’ün annesi 1 yıl önce Facebook’ta tanıştığı bir Hintliye kaçtığı için, evde sadece iki kişilermiş ve evin 80 m2 olması onları rahatsız etmiyormuş.

Bir gün babası, akşam yemeği yerlerken Tiltgül’e aldığı önemli bir kararı açıklar. Yalnızlıktan sıkıldığını ve evlenmeye karar verdiğini söyler. Tiltgül ne yapacağını şaşırır ve “nasıl olur baba? Yane bana kal geldi şimdi , ne dicemi bilemiom” der. Babası Tiltgül’ü sakinleştirmeye çalışır. TV’de izlediği bir evlendirme programına katılmayı düşündüğünü söyler. Oraya gelen hanımlardan birini beğenmiş ve telefonla katılarak hanımefendiye talip olmuştur. Tiltgül fena halde üzülür. Kendisini odasına kapatır. Sabaha kadar sınıf arkadaşlarından Çisesu ile chatleşir. Kişisel iletisini de değiştirmiş, ağır bir bunalıma girmiştir. “ deep’teyim, s10’ndayım” yazmıştır. Çisesu ona oha olmaması gerektiğini, babasının buna hakkı olduğunu söyler. Tiltgül bunu uzun uzun düşüneceğini söyler ve 10 sn kadar düşündükten sonra babasına hak verir.

Tiltgül’ün babası “Saçma gibi sanki” programına katılır ve orada tanıştığı Kokoşhan ile evlenmeye karar verirler. Kokoşhan zengin bir hanımdır ve kızıyla birlikte yaşamaktadır. Tiltgül Kokoşhan’dan ve kızından hoşlanmamıştır ama onu esas üzen şey babasının 70 milyon önünde gerdan kırarak karşılama oynaması olmuştur. Zavallı Tiltgül, cafede arkadaşlarının yüzüne nasıl bakacağını düşünerek kahrolmaktadır ama henüz onu bekleyen kötü günlerin farkında değildir.

Babası ile birlikte Kokoşhan’ın villasına yerleşirler ve o gün Tiltgül’ün çilesi başlar. Kokoşhan ve kızı onu bir hizmetçi gibi kullanmakta ve eziyet etmektedir. Tiltgül’ün bütün adiyös eşofmanlarına ve gap pantolonlarına el koyan üvey kızkardeşi, bu yetmezmiş gibi Tiltgül’ün msn şifresini de zorla alır. Babası ise mutludur, öyle mutludur ki, o sıralar ülkeyi kasıp kavuran krizin ülkeyi hiç etkilemediğini düşünmekte, etrafındaki arkadaşlarına “hamdolsun kriz bizi hiç etkilemedi” demektedir. Zavallı Tiltgül, sabahtan akşama kadar evi temizlemekte, hatta banyodaki kireçlerle ve mutfaktaki yağlarla mücadele etmek için özel spreyler dahi kullanmaktadır. Tiltgül’ün renklilerdeki lekeleri bile çıkarabildiğini gören Kokoşhan, yemek işini de kızcağızın üzerine yıkar. Tiltgül’ün menüsünde başlangıç olarak çorba, ana yemek olarak kuzu incik, pilav ve tatlı olarak da puding vardır. Yemekler güzel olmasına güzeldir, Kokoşhan ve kızı tabaklarında ne var ne yok yemektedir ama her yemeğin sonunda “bugün de aç kaldık, yemekler iğrençti” demektedirler. Tiltgül, internet bağlantısı kesilmiş bir bilgisayar gibidir artık, etrafında iletişim kurabileceği, kendisi anlayan ve seven kimse kalmamıştır.

Bir gün Tiltgül ve üvey kardeşinin cep telefonlarına bir SMS gelir. Ülkenin kralının oğlu evlenecektir ve evleneceği kızı seçmek için bir “PrensesStar” yarışması düzenlenmiştir. İsteyen genç kızlar bu yarışmaya katılacak ve prensle tanışma fırsatı bulacaktır. Üvey kızkardeşi büyük bir sevinçle hemen alışverişe koşar. Tiltgül de hevesle katılmak ister ama kızkardeşi Hıncal Uluç kahkahalarıyla ona güler. Sen kimmm, prenses olmak kim der Tiltgül’e. Tiltgül çok üzülür, ancak ne babası ne de Kokoşhan ona destek çıkar. Kızın hazırlıkları sürerken, Tiltgül kaderine ağlamakta ve içine kapanmaktadır.

Nihayet yarışma günü gelmiştir. Üvey kızkardeşi saatlerce hazırlanıp yarışmaya gider. Tiltgül ise üvey annesiyle birlikte evde kalır. Kokoşhan, her ne kadar Tiltgül’ü sevmese de, kendi kızının yarışmada şansı olmadığının farkındadır. Tiltgül kendi kızından daha güzeldir. Üstelik de günlerdir ağlamaktan helak olmuştur. Birden içi sıcacık sevgiyle dolar Kokoşhan’ın. Kızım, kızım güzel kızım der Tiltgüle. Tiltgül şaşırmıştır ama o da dayanamaz, annecim annecim diyerek Kokoşhan’a sarılır. Nalet olsun içimdeki insan sevgisine der Kokoşhan. Şimdi seni öyle bir hazırlayacağım ki, sen bile kendini tanıyamayacaksın. Süreleri azdır ama Kokoşhan Tiltgül’ü hemencecik hazırlar. Güzel bir elbise ve makyajla Tiltgül bambaşka bir kız olmuştur. Kokoşhan’ın elindeki sarı peruğu görünce çok şaşırır Tiltgül. Kokoşhan ona, dikkat çekmek istiyorsa bunu da takması gerektiğini söyler. Tiltgül halen tereddüttedir, ya prens sonra benim sarışın olmadığımı anlarsa, çakma olduğumu anlarsa der. Kokoşhan yılların tecrübesiyle konuşur. Sonunu düşünen kahraman olamaz kızım !!! Tiltgül artık hazırdır. Kokoşhan ona duraktan bir taksi çağırır, “aman kızım der, saat 12’den önce mutlaka dön. Hem taksimetre gece tarifesi yazmaz hem de tinercilere falan rastlarsın, maazallah”.

Tiltgül yarışmanın yapılacağı yere gider. İçeride yüzlerce genç kız vardır, hepsi de birbirinden güzel ve süslüdür, hepsi sarışındır. Tiltgül’ün morali çok bozulur. Prensle tanışmak için sırasını beklemeye başlar. Üvey kızkardeşi ön sıralardadır, onunla göz göze gelmesine rağmen kızkardeşi Tiltgül’ü tanıyamamıştır. Yarışma başlar ve kızlar sırayla prensle tanışırlar. Sıra hızla ilerlemektedir, çünkü prens kızların hiçbirisini beğenmemektedir. Sıra nihayet Tiltgül’e gelir. Hiç umudu yoktur Tiltgül’ün. Prens ona adını, facebook hesabı olup olmadığını sorar. Prense cevap vermek üzereyken gözü saate takılır, saat 12’ye gelmektedir. Tiltgül orayı hemen terk etmesi gerektiğine karar verir, prensin onu beğenmesine imkan yoktur ve de üvey annesinin sözleri kulaklarında çınlamaktadır. Gözyaşları içinde kalan Tiltgül koşarak uzaklaşır, sıradan aaaaa neler oluyor sesleri yükselir. Prens olanlara bir anlam veremez. Bu kız diğer sarışın kızlardan farklı gözükmektedir. Prens de peşinden koşar Tiltgül’ün. Tiltgül sokağa çıkar çıkmaz karşısında tinercileri bulur. “Para ver applaaaa” diyen tinerciler, Tiltgül’ü çekiştirmeye başlar. Peruk tinercilerin elinde kalınca, şaşkınlıklarından yararlanan Tiltgül koşarak uzaklaşır ve taksiyle eve döner. Prens onu yakalayamaz ama tinercilerin elindeki peruğu görür görmez onun Tiltgül’e ait olduğunu anlar.

Ertesi gün tüm gazetelerde bu esrarengiz kız konuşulmaktadır. Prens o kıza aşık olmuştur ve onu aramaktadır. Canlı yayın arabaları, şehrin sokaklarında dolaşmakta, herkes fellik fellik bu kızı aramaktadır. Haberleri izleyen Kokoşhan, TV kanallarını arayarak kızın kimliğini açıklamaya karar verir. Tüm kanalları arasa da kimse onu ciddiye almaz. Sadece Derya Baykal’la Kıldan Tüyden Oklavadanlık Yapalım programına bağlanabilir. Programı Prens’in annesi de izlemektedir. Bu mutlu haberi hemen oğluna verir. Akşam saatlerinde Prens ve adamları, Kokoşhan’ın evine gelir. İşte Tiltgül ve Prens nihayet bir aradadır. Tiltgül, sarışın olmadığının anlaşılması sebebiyle çok umutsuzdur ve Prens’in bu yüzden onu beğenmeyeceğini düşünür. Oysa Prens, nihayet saçı boyalı olmayan bir kız bulduğu için son derece mutludur. Tiltgül’ün önünde diz çökerek ona evlenme teklif eder.

Onlar ermiş muradına, bakalım diğerlerine neler olmuş???

Tiltgül’ün babası: Belediyenin dağıttığı bedava kömürleri satarken yakalanıp içeri atılır.

Kokoşhan: Tiltgül’ün basın danışmanı olur.

Üvey kızkardeş: Var Mısın Yok musun, Yoksan Sen Ne Ayaksın yarışmasına katılır ve gizemli Hamdi beyle tanışan 2. kişi olur. Kutusu için verilen teklifi reddetse de Hamdi beyin evlenme teklifine hayır diyemez!

Tiltgül'ün annesi: Himalayalar'ın bir yamacında yoga ile içsel farkındalığını kazanmış , hintli eşinin çivi üzerinde oturarak biriktirdiği paralarla zar zor aldığı Ferrarisini satıp, o üstün bilince erişmiştir . ( Bu kısmı İpekcim yazmıştı :) )


Gökten 3 tane meteor düşmüş, biri okyanusa, biri Amerika'ya, biri de Uşak'a. Uşak'a düşen meteoru köylüler taşlamış, Amerika'ya düşen meteor düştüğüne pişman olmuş. Okyanusa düşen de amannn neyse işte, düşmüş yani :)) Hadi pai pai

Hiç yorum yok: